

Biz Halkız!
Bu Ülkenin Geleceğinde
Bizim de Sözümüz Var!
DEMOKRASİ
EKMEK
ÖZGÜRLÜK
ADALET
Rıza Türmen'in Demokrasi Konferansı Çağrısı
Hak talebinde bulunan bütün grupların talepleri
arasında bağlantı kurarak bunları siyasal bir proje çerçevesine oturtmak amacıyla bir "Demokrasi Konferansı"nın toplanmasına gerek var. Konferansa demokrasi ve hak talepleri bulunan bütün örgütler, siyasal ideolojileri, dünya görüşleri ne olursa olsun katılmalı.2017 referandumu ile yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle Türkiye'de rejim değişmiştir. Kuvvetler ayrılığını, hukuk devletini ortadan kaldıran, bütün yetkileri tek bir elde toplayan,
buna karşılık hiçbir denge-fren mekanizmasının bulunmadığı tek bir kişinin keyfi iradesine dayanan rejimin adı demokrasi değildir. Bu rejimin dayandığı Cumhur İttifakı, Türkiye'yi büyük bir siyasal ve ekonomik kriz içine sürüklemiştir. Korona salgının etkisiyle kriz büsbütün derinleşmiştir. Anketler, iktidarın giderek halkın desteğini kaybettiğini göstermektedir.
Demokrasi Konferansı Çağrı Metni
Hukuk devleti ve bağımsız yargı demokrasinin asgari koşuludur. Adalet yaşamsaldır. Bireylerin evrensel hukukça kabul gören temel hak ve özgürlüklerini koruyan ve geliştiren;
yasama-yürütme-yargı erklerinin ayrılığı ile denge-denetim mekanizmalarını içeren; idarenin tüm eylem ve işlemlerinde hukukla bağlı olduğu bir ülke istiyoruz.
Ülkenin yönetiminde halk doğrudan karar sahibi olmalıdır. Hesap verebilir, şeffaf, kamu tarafından denetlenebilen, halkın karar ve denetleme mekanizmalarına her aşamada katılabildiği bir demokrasi istiyoruz.
Demokratik ve kültürel hakları anayasal güvence altına alan; tektipleştirmeye çalışmayan, hiçbir halkın kimliğinin, inancının, kültürünün ve anadilinin ötekileştirilmediği, adaletin hüküm sürdüğü demokratik bir ülke yaratılmalıdır.
Halkın Sesi
Açlıkla, yoksullukla, işsizlikle, salgınla boğuştuğumuz, yaşam, barış, sağlık, ifade, eğitim, basın ve seçme seçilme hak ve özgürlüklerimiz dahil bütün demokratik hak ve kazanımlarımıza el konulduğu günlerdeyiz. Kadın cinayetleri, doğa yıkımı, emek ilere dayatılan kölelik, belediye ve üniversitelere kayyım atamalarıyla, akıl almaz hukuksuzlarla nefesimiz kesilmeye alışıyor.
Şimdi de bir organize suç örgütü liderinin açıklamalarıyla mafyalaşmış sermayenin, kara para, uyuşturucu trafiğinin hukuksuz sermaye transferlerinin, el koymaların devlet kurumlarıyla iç içe girdiği, en üst düzey kamu otoritelerinin isminin karıştığı kanlı ve kirli ilişkiler ağı ortaya döküldü.
Sonuç Bildirgesi
BU ÜLKEDE YAŞAYAN MİLYONLARIZ…
MİLYONLARCA YAPRAĞIMIZLA DOKUNUYORUZ HAYATA, HİÇ SUSMAYAN ARAYIŞ TÜRKÜLERİMİZLE
Biz halkız, işsizlik ve güvencesizlik korkusuyla üç kuruşa ölümüne çalışan emekçileriz… Üçte biri ne işte ne okulda olabilen, gerisi de gelecek kaygısıyla kıvranan gençleriz… Emeği yok sayılan, eve kapatılmak istenen, iktidar tarafından öldürülmesi, şiddete uğraması dert edilmeyen kadınlarız. Pandemide tek başına yoksulluğa, yok oluşa terk edilen esnaflarız. Özgürce bilim yapması engellenen bilim insanları, özgürce sanat yapması engellenen sanatçılar, salgınla baş başa bırakılan sağlık emekçileri, eğitim emekçileri, traktörüne haciz gelen çiftçi, ayrımcılığa uğrayan, anadilleri yasaklanan, inançlarını ve inançsızlıklarını özgürce yaşamayan milyonlarız